Yeryüzünde yaşanan olaylara kayıtsız kalmayan edebiyat metni, bu yönüyle kendini daima yenilemektedir. Özellikle çeyrek asırdır gündemdeki yerini koruyan çevre meselesinin Türk hikâyesinde de belirgin yansımaları bulunmaktadır. 1950 sonrası hikâye metinleri arasında tekrar eden tematik başlıklar, her dönem etkisini hissettiren ortak sorunların bulunduğunu göstermektedir. Bununla birlikte sadece belirli dönemlerde tartışma konusu olan, bölgesel ve devamlılık arz etmeyen çevre krizlerinden de bahsetmek mümkündür.
Çalışmada; sanat ve edebiyatın işlevselliği üzerinde durulmuş, eleştiri geleneğinin bilinç sağlayıcı yönü vurgulanmış ve ekoeleştiri kuramının temel görüşleri aktarılmıştır.
Çalışmanın esas bölümü ise Türk hikâyesinde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde yer edinen çevre vurgusuna ayrılmıştır.
Özetle ortak yaşama bilincini muhatabına hatırlatma niyetindeki bu eser, edebiyat-çevre incelemelerine katkı sağlamayı hedeflemektedir.