Özünde değişimi ve hareketi barındıran çok biçimli bir olgu olan moda, semboller aracılığı ile bilinir ve görünür olmaktadır. Modayı görünür kılan en yaygın sembol de giysilerdir. Giysilerin kendi içerisinde taşıdığı semboller kimlik, kültür, toplum yapısı, gelenekler, psikoloji, sosyal ve ekonomik durumlar hakkında görünür bir temsil yaratmaktadır ve giyen kişiye dair birçok kodu barındırabilmektedir. Sözsüz bir dil ile iletişim kurabilen giyim, bireysel ve toplumsal özdeşleşme faktörüdür.
Kumaşlar, aksesuarlar, giysiler cinsiyet sahibi değilken moda, kodlanmış bir sezon, şovlar ve trendler dizisiyle cinsiyetin ikili sistemde var olduğu varsayımı altında çalışmıştır. Günümüzde ise modanın; ikili sistemi reddeden yaklaşım sergilediği gözlemlenmektedir.
Podyumlarda başlayıp sokağa inen akışkan cinsiyetli ya da cinsiyetsiz modanın, toplumsal cinsiyete yönelik kalıp yargıların yavaş yavaş yıkılması noktasında ve bu değişimlerin toplum tarafından görünmesi, alışılması ve kabul görmesi bağlamlarında etkisi de yadsınamaz bir gerçektir.
Bu kitapta modanın, kimliğin en belirgin temsili olan giyime verdiği temel imleyen olma rolü üzerinden toplumsal cinsiyet kimliği, toplumsal cinsiyet rolü, toplumsal cinsiyet kalıp yargıları gibi kavramlar çerçevesinde moda ve toplumsal cinsiyet konuları disiplinler arası bakış açısıyla değerlendirilmiştir.
