“Büyük Karşılaşma”O akşama kadar karanlıktı sanki dünya. Evren, zehir zemberek bir sükûnet içinde ve sıradandı hiç olamayacağı kadar. Nedenini hiç bilemediği bir bayağılık etrafı kuşatmış, anlamlandırmaya çalıştığı geleceğini ümitsizleştiriyordu.İlk defa gittiği o mekândan içeri girince, zat-ı şahaneyi o tahta masada görür görmez kalbi, “Neler oluyor? Bana mı kastın!” diye haykırdı sanki içinde. En büyük fiziki ve psikolojik yüklerde dahi, kökleriyle toprağa sıkı sıkı tutunan ağaçlar gibi güçlü duran bacakları, onlara en çok ihtiyacı olan o anlarda genç adamı yarı yolda ve ulu orta bıraktı sanki. Artık geri dönmek için çok geçti. İpek bir kumaş gibi o dayanılmaz, o öpülüp koklanası alnını örten perçemin ahengine rast gelip kendini bir adım bile olsun geri atmaya çalışmak, yapılacak en büyük ahmaklıklardan biri olacaktı.
Tanıtım Metni