Yağmur çiseliyordu.
Karanlık bir bulut sinsice şehrin üzerinden geçiyor, yağmurdan dolayı kimse görmüyordu.
Politik bir düzmece gibi genç iki kızın düşlerine ağır ağır çamurunu bırakıyordu.
Hikâye burada başlıyor burada bitiyordu.
...
Sevgili okuyucularım;
Sakın uyuklamayın,
En uyanık halimle yazıyor,
Kelimeleri uyuşturuyor,
Mutluluk zehrini sol taraftan vuruyorum.
...
Sanmayın ki iş yapmamak için bu düzmeceleri yazıyorum.
Hayır, kir benim ilham kaynağım, size temiz bir evin hayalini tasarlıyorum.
...
Kara bulut seyrini tamamlıyor, zaten var olan ışığı kendi vaadi gibi sunuyordu.
...
Mutluluk alaycı yüzüyle eski acıları küçümsüyor,
Yeni acılara umut ışığı oluyordu
....
Yerli yersiz ağlamalar susuyor, yerine kendini hipnoz eden bakışlara bırakıyor.
Camların kaba kirleri gidiyor, yerine ince zarif su damlarının izi kalıyordu.
…
Gözlerdeki yaşların da amacı buydu,
Tortulaşmış acıları söküp atıyor, yerine cılız olan bizi bırakıyordu.
...
Sevgili okuyucularım; sanmayın ki yağmurla gözyaşını karşılaştırıyorum.
Sadece camları silmemek için kurgusal bir yorgunluk arıyorum.
...
Camlarım zarif su damlarıyla doluyken silemem,
Ağlayan birini susturamadığım gibi…
...
Yani diyeceğim o ki yanında ağlayanlar hep olacak,
Kirli camlarınızı merhametli yağmur damlarıyla kutsanacağı bir gün de gelecek.
Basım Yılı | 2019 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 133 |
Yazar | Melek Kılıç |