“Bu coğrafyanın kaderi bu. Ben yıllardır bu topraklarda yaşıyorum, yaşam kavgasının, ölümün hiç eksildiğini görmedim buralarda. Gereksiz sebeplerden ölüme gebe kavgalar doğuyor. Bir can toprak altına düşerken, diğeri demir parmaklıklar ardında gün sayıyor. Asırlardan beridir, göç eden bir kervan ölüsü gibi savruluyor acılar. Ve bitmek tükenmek bilmiyor; kin, nefret kokan sancılar.
Tohum ekmeye hasretken topraklarımız, ölümlerle beraber karalar bağlıyor kadınlarımız. Anlayacağın burası kanlı bir coğrafya çocuk…”
“COĞ-RAF-YA KA-DER-DİR.” der İbn’i Haldun.
Nerede doğarsan oranın kirine batar, oranın suyuyla yıkanır, oranın güneşiyle kavrulursun. Oranın iklimi, ilk şekil verir hayatına. Bir başka coğrafyaya geçtiğinde bu kez oranın yağmuruyla ıslanır, güneşiyle kavrulursun.
Kaderimiz doğduğumuz coğrafyada nefes almaya başlar ama umudumuzu, mücadele ruhumuzu kaybetmezsek eğer hayat bize başka coğrafyalarda başka güzel olanakların da kapısını açacaktır.
Aslında, ırk diye milliyet diye bir şey yoktur der İbn’İ Haldun. Coğrafya vardır. Yani der ki; güneş daha çok kime vurursa o kavruk olur. Ve der ki; başka diyarlardan birini yargılamadan, onun coğrafyasında kendiniz doğmuş gibi düşünün kendinizi.
Kavruk bir coğrafyada doğar Affan. Çıktığı yolculukta hep sorgular bunu.
Affan bu yolculukta, her şeye rağmen ayakta kalabilmeyi öğretiyor bizlere…
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 108 |
Yazar | Sezer Belgin |