15. yüzyılın ortalarına kadar Afrika, normal bir kıtada nasıl yaşanıyorsa, benzer yaşamın sürdüğü bir kıtaydı. Afrika’ya ilkin Portekizliler geldi. Portekizliler kıtada köle ticaretine başladı. Ardından gelen Hollanda’yı İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Belçika takip etti. Günümüz Afrika kıtasından bulunan 54 ülkeden Etiyopya ve Liberya hariç geri kalanı bu ülkeler tarafından sömürgeleştirildi.
Bu sömürgeciler, eğitimi, her zaman sosyal mühendisliğin birincil aracı olarak gördü. Çünkü eğitim, sistemin savunucularının Avrupa sömürgeciliğinin medenileştirici ve modernleştirici bir girişim olduğu iddiasını desteklemek için kullandıkları örtük bileşenlerden biriydi. Sömürge okullarında eğitim alan öğrencilere Batı kodları öyle bir işlenmişti ki; maruz kaldıkları Batı fikirleri sonucu kendi kültürlerini bile reddetmeye başladılar. 1960’lara kadar hüküm süren sömürge yönetimleri, Afrika ülkelerinin siyasetleri, ekonomileri ve kültürleri üzerinde geri döndürülmesi zor sonuçlar doğurdu. Sömürgecilik, resmi olarak sona ermesine rağmen her zaman ayakta kalmayı başardı.
Afrika’da yer alan ülkeler bağımsızlığını kazandıktan sonra da emperyalist güçlerle olan ikili ilişkilerini devam ettirdiğinden ve ayrıca Batı kimliği Doğu kimliği üzerine inşa edildiğinden Batının üstünlüğü ve kültürel etkileri ülkenin eğitim politikalarında etkili olmuştur.
Afrika’da bulunan 54 ülkenin hemen hepsi, fiili olmayan bir şekilde sömürge ülke konumunu halen sürdürmektedirler. Çünkü Batılı ülkeler, hemen her yerde olduğu gibi, Afrika’da da emperyalist düşüncelerini daha sofistike gerçekleştirmektedir. Öyle ki, kimi zaman kendi tarihleriyle hesaplaştıklarını, yapılan yanlışların telafi edileceğini bile belirterek, herkesin gözünde masum hale gelmeyi amaçlamaktadırlar. Bazen de bunu başarmaktadırlar.
Basım Yılı | 2022 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 520 |
Yazar | İsmail Aydoğan , Mutlu Sadık Fidan |