Bir mahkemeye başvururken başvurucunun temel amacı, dava sonucu elde edeceği karardan öteye kararın işaret ettiği ihlalin ortadan kaldırılmasıdır. İhlalin ortadan kaldırılması için çeşitli mekanizmalar vardır. İç hukukta kararların uygulanması icra daireleri ve kolluk marifetiyle yapılmaktadır. Uluslararası hukukta iç hukuktaki gibi bir icra birimi ve kolluk gücü olmadığından, kararların uygulanması daha büyük zorluklar içerir.
Türkiye'nin yargılama yetkisini tanıdığı AİHM de bu zorluluklarla yüzleşmektedir. AİHS hazırlayıcıların temel yaklaşımı olan AİHM'in anayasal karar vermesi ve ilgili devletin bu doğrultuda iç hukuk standartlarının yükseltilmesi hedeflenen şekilde gerçekleşmemiştir. Bunun sonucunda aynı konuda aynı devlet hakkında pek çok başvuru gelmiş ve defalarca ihlal kararı verilmiştir. Aynı konuda tekrarlanan başvuruların işaret ettiği en önemli nokta ihlal kararlarının etkin bir şekilde uygulanmadığıdır.
Kitapta cevabı aranan temel sorular şunlardır: İnsan hakları ihlalleri nasıl ortadan kaldırılır? Başvurucular AİHM kararı sonucunda gerçek anlamda tatmin olmuş mudur? Hak ihlali ortadan kalkmış mıdır? Karardan sonra ilgili devlet benzer ihlallerin ortaya çıkmaması için ne gibi tedbirler almıştır? Kararların uygulanmaması durumunda ilgili devlete ne tür bir yaptırım uygulanacaktır? Türkiye'de AİHM kararları nasıl uygulanmaktadır ve karşılaşılan sorunlar nelerdir?
Kitap temelde, kararların uygulanamaması sorununu tartışmıştır. Bu bağlamda özellikle AİHM'in tespit ettiği hak ihlallerinin nasıl ortadan kaldırılacağı ve ihlal kararlarının nasıl uygulanacağına dair var olan sistem ele alınmıştır. Özellikle de Türkiye'de AİHM kararlarının nasıl uygulandığı ve çıkan sorunlar incelenmiştir.