Cemiyet hayatımızın hangi şubesine el atsak, hangi veçhesine nazar etsek akla çağrıda bulunan, ‘aklı başa getirmeyi’ buyuran bir çürüme, bozulma ve dağılma manzarası ile karşılaşıyoruz. Oysa milletçe ekseriyetimizin şiarını belirleyen şey “bize akıl değil para lazım” yaygın deyişinde ifadesine kavuşmuş vaziyette. Asıl yoksulu olduğumuz şeyin yokluğunun idrakine bir türlü varamıyor, o yoksulluğu mütemadiyen başka bir şeyin varlığı ile beyhude yere dindirmek istiyoruz.
Ve doğrusu bu zamana kadar onu görmeyip nazarımızı berikine çevirdiğimiz her defasında lazım dediğimizi her nasılsa fazlasıyla önümüzde bulduk. Bulduğumuzu ötesini berisini sorup sual etmeden aldıkça diğeri her defasında daha da geriledi. Böylece kendimizi bu gitgide daha da derinleşen, derinleştikçe idrakine varılması daha da güçleşen akıl fukaralığının içinde bulduk.
Ve şimdi yokluğunu hissetmez olduğumuz şeyin yoksulluğunun yoksunluğa dönüşmesinin kaçınılmazlığı karşısında bizi ya tam bir cinnet hali ya da erişilmesi iyice güçleşmiş olan bu yoksulluğun idraki üçüncü yolu olmayan bir çıkmaz olarak bekliyor.
Basım Yılı | 2022 |
Baskı Sayısı | 3 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 136 |
Yazar | Arthur Schopenhauer |