1960 yılında başlayan Almanya’ya Türk işçi göçü, beklenilmeyen toplumsal sonuçları da beraberinde getirmiştir; Bu ülkede yaşama imkânı verilen Türklerin misafirliği istenildiği gibi kısa sürmemiş, hiç beklenilmeyen kalıcılıkla sonuçlanarak işçilere ve ailelerine yeni yaşam alanı yaratmıştır. 1960’larda başlayan, nicelik ve nitelik olarak değişmesine rağmen bugün hala devam eden Türk işçi göçü, dinamik bir toplumsal hareket olarak benimsenmiştir. Değişen hayatlar, ekonomiler ve toplum normları, Almanya’nın çok-kültürlü toplum yapısının oluşumunda katkıda bulunmuş ve bu süreçte kaydedilen karşılıklı etkileşimler Alman sanatında da izdüşümünü bırakmıştır. Nice romanlara, şiirlere, tuvallere ve tiyatro sahnelerine konu edilen “Türk konuk işçi” teması, beyaz perdede de yansımasını bulmuştur. Alman sinemasında Türk temsilleri yıllar içinde nicelik olarak artsa da, söz konusu temsillerde standartlaşmış ve klişeleştirilmiş stereotiplerden öteye gidilememektedir.
İşbu tespitten yola çıkan bu çalışma, Alman sinemasında Türk temsilinin salt kültürel ve yabancı olma kimliğine indirgeyerek sunulmasını eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmakta ve sinemada kendi ayakları üzerinde durabilen, özgün ve “Almanlaşmadan” Alman toplumuna entegre olabilen Türk temsillerini olağan bir şekilde yansıtılmadığı sorunsalının peşine düşmektedir.
Basım Yılı | 2019 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 180 |
Yazar | Pınar Özgökbel Bilis |