Halihazırda kesinliğini hiç bir şekilde tartışmıyor olduğumuz bir çok kanun ve paradigma, dile getirildiği ilk zamanlar alay edilen varsayımlar veya es geçilmiş teorilerdi. Günümüzde yeni dillendirilmeye başlanılan post ,neo veya ultra akımlardan hangilerinin kalıcı olacağı bir tarafa, bu akımların yanlışlanabilirlikleri ile bu akışa belirli bir ivme ve yön kazandıracakı da muhakkak. Bu noktadan bakıldığında mevcut paradigmalara alternatifler üretme adına esnek zihinlerce meydana getirilen her türden temelli düşünce eyleminin dikkate ve kayda değer kabul edilmesi gerekliliği açıkca ortaya çıkmakta. Düşüncenin, referanslarıyla bir sürekliliğin -dolayısıyla bir geleneğin- ürünü olması gerçeği açık olmakla beraber, tarihin mahkumu değil kurucu öznesi bulunduğu da aşikar. Düşüncenin yeni kavşaklarında beklenmedik süprizlerle karşılaşmamak adına bu kurucu kimliğin izini bir gölge hassasiyetiyle takip etmemiz gerekmekte. Kişisel ve toplumsal bilincin salt akli olmayan bu yeni coğrafyasında daha rahat gezinebilmek adına çeşitli ...
Basım Yılı | 2004 |
Baskı Sayısı | 2 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 335 |
Yazar | Derleme |