Çoğulcu demokrasilerin açık fikirlilik ve farklı fikirlere yönelik hoşgörü gösterme niteliği, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının tarihsel süreçte ve günümüzde devletlerin demokratik yapısını değerlendirmede bir ölçüt olmasını ve demokratik toplumun temel taşlarından biri olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Öte yandan kolektif bir ifade açıklama yöntemi olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin şiddete evrilerek kötüye kullanılma potansiyeli, toplantı hakkını basit bir politik hak olmaktan çıkartmış, diğer haklarla çatışma alanı geniş ve kullanılması dar kalıplar içine sıkıştırılmaya çalışılan bir hak olmasına neden olmuştur.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının etkin kullanılmasını sınırlayan rejimlerin demokratikliğinin tartışmalı olmasına karşın kontrolsüz bırakılması halinde kamu düzeninin bozulmasının yanı sıra demokratik sistemi tehdit edebilir boyutlara ulaşabilmesi hakkın kullanılmasında zor ve hassas hukuki sorunlarla karşılaşılmasına yol açmıştır. Bu bağlamda çalışmada çoğulcu demokrasilerin temel taşlarından biri olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının etkin kullanılması ve karşılaşılan güncel hukuki sorunları çözebilmek için hakkın norm alanı ve sınırları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk hukuku çerçevesinde incelenmiştir. Bu belirlemede teorik değerlendirmeleri somutlaştırmak, hakka yönelik müdahalelerin sınırlarını, hakkın kullanılmasında devletin yükümlülüklerini ve kamu otoritelerinin takdir yetkisini belirlemek için anayasal bakış açısını yansıtan Anayasa Mahkemesi kararları ve bölgesel olmakla birlikte etkileri açısından evrensel olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları esas alınmıştır.