HER AYIN İLK GÜNÜ ÜCRETSİZ KARGO! 750 TL VE ÜZERİ KARGO BEDAVA HER AYIN İLK GÜNÜ ÜCRETSİZ KARGO! 750 TL VE ÜZERİ KARGO BEDAVA HER AYIN İLK GÜNÜ ÜCRETSİZ KARGO! 750 TL VE ÜZERİ KARGO BEDAVA HER AYIN İLK GÜNÜ ÜCRETSİZ KARGO! 750 TL VE ÜZERİ KARGO BEDAVA

Anılardaki Pegir (Sıra Konak)

Hızlı Gönderi
Güvenli Alışveriş
İade ve Değişim

Bir gün sabah güneşinin dut dallarının arasından süzülerek camii önündeki havuzun başına vurduğu saatlerde Eğin’e gitmeye hazırlanan komşumuz atın üstüne heybeyi atmış düzeltiyordu. O sırada Osman amcamız (avukat) bana bakarak şu dizeleri okudu:

Sabahtan kalktım ki güneş parlıyor
Ağam atın terkisini bağlıyor
Yüzüne baktım ki ağam ağlıyor.

Atın terkisinin bağlanması demek o kişinin gurbete gitmesi demekti. Ve gurbete giderken de istisnasız hep ağlanır. Ama usul usul, gözyaşları gösterilmeden. Güneşin ilk ışıklarının düştüğü anlar, atın terkisinin bağlandığı anlar ve usulca ağlandığı anlar çok gerilerde kaldı... Ama unutulmadı. Halen “yeşil kurbağalar” dedikçe bu anlar bir damla gözyaşı şeklinde de olsa hatırlanmakta. Çocukluğumda “gurbete çıkış” aynen dizelerdeki gibiydi. Sonra köyden gidişin şekli değişti. Atın yerini otomobiller aldı.

Ama gidiş hep sürdü. Hiç bitmedi. Ne zaman ki köyde yetişen kalmadı işte o zaman gidiş de sona erdi. Çünkü kaynak bitmişti. En son gurbete gitmeyen birkaç yaşlı kalmıştı ki onlar da Hak vaki olunca gitmişlerdi. Onlar, son Osmanlılar, onlar da “beyaz atlarına binip” ebediyen gitmişlerdi.
Şimdi ise herkes “sılaya dönüş” hasretliği içinde. “Bahar gelse de köye gitsek” hayalleri kurmaya başladı. Bu hayalleri kuranlardan birisi de benim.

Basım Yılı2020
Baskı Sayısı1
Cilt TipiCiltsiz
Kağıt Tipi2. Hamur
Sayfa Sayısı208
YazarHüsamettin Kırmızıgül
TESLİMAT
 
Ürünü sipariş verdiğiniz tarihten itibaren 4 iş günü içerisinde kargoya verilecektir. 
 
Yükleniyor...