Anonim şirketler sermaye ortaklığı olmaları sebebiyle hâkim olan "çoğunluk ilkesinin" bir sonucu olarak çoğunluk, genel kurul toplantılarında diledikleri şekilde karar alabilmenin rahatlığı ile yönetim kurulunu kendi belirleyecekleri kişilerden seçerek, şirketi diledikleri gibi yönetebilmektedirler.
Hemen belirtelim ki, anonim şirketlerde çoğunluk kişi sayısına göre değil sermaye payına göre belirlenir. Bu itibarla esasen şirketin %51 ve üzerine sahip gerçek veya tüzel kişi ortak veya ortaklar çoğunluğu teşkil eder. İşte çoğunluğu elinde bulunduran ortak veya ortakların ortaklığı diledikleri gibi yönetmesi alışıla gelmiş bir uygulamadır. Bununla beraber çoğunluk ilkesi sonucunda çoğunluk payı elinde bulunduran ortak veya ortakların şirket iş ve işlemlerinde her durumda azınlığı tabiri caiz ise ezip geçmesi doğru görülmemiş ve "azınlık hakkı – minority right" denen bir düşünce anonim şirketler hukukunda uygulama alanı bulmuştur. Bu doğrultuda çeşitli ihtimallere göre azınlık oluşturan nisaba oluşan ortak veya ortaklara "azınlık hakları – minority rights" tanınmıştır.
Bu bağlamdan hareketle, anonim ortaklıklardaki baskın çoğunluk ilkesinin yumuşatılması amacıyla kanunkoyucu, belirli miktarlardaki hisselere sahip paydaşların korunması için bir takım düzenlemeler yapmıştır.
Özellikle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanundaki azınlıklara ilişkin düzenlemelerin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile azınlık ve çoğunluk dengesi yeniden şekillenmiş ve azınlıklara önemli hak ve yetkiler tanınmıştır.
Kitapta kanunkoyucunun azınlığa tanımış olduğu bu haklar üzerinde durularak, azınlığın şirket yönetiminde daha bilinçli ve etkin olarak görev alması amaçlanmıştır.