Birkaç yıl önce British Museum’da Parthenon heykellerine bakarken genç bir adam yanıma yaklaştı ve canı sıkkın bir tavırla, “itiraf etmesi feci bir şey, biliyorum ama bu Grek zımbırtıları beni pek etkilemiyor” dedi. Ona bunun hayli ilginç olduğunu söyledim: Bu tepkisizliğinin nedenlerini tanımlayabilir miydi acaba? Bir-iki dakika düşündü. Ardından, “şey, bilmem ifade edebilecek miyim, ama hepsi de korkunç derecede rasyonel” dedi. Ben de ifade edebildiğini söyledim. Bu sohbet kafamda yer etti ve beni düşünmeye sevk etti. Grekler, hem onları savunanlar hem de eleştirmenleri tarafından müşterek olarak varsayıldığı gibi, insanın tecrübesinde ve davranışında rasyonel olmayan etkenlerin önemine o kadar kör müydü? Bu kitabı ortaya çıkaran soru işte budur. Bu soruyu tamamıyla cevaplandırmak, kuşkusuz antik Yunanistan’ın bütün kültürel başarısına dair bir incelemeyi içerir. Ancak amacım çok daha mütevazı bir şey yapmaya çalışmaktır: Kitap boyunca, yalnızca Grek dinî tecrübesinin belirli veçhelerini yeni bir gözle inceleyerek sorunu bazı açılardan aydınlatmaya gayret edeceğim. Umuyorum ki sadece Grekleri çalışan bilimadamları için değil, ayrıca antropologlar ve sosyal psikologlar için de bazı ilginç sonuçlar ortaya çıkar; dahası, beşerî davranışın kaynaklarını anlamakla ilgilenen herkes için de. Dolayısıyla bu kitapta elimden geldiğinde uzman olmayanların da anlayabileceği kanıtlar sunmaya çalıştım.
Tanıtım Metni