Arapgirli'nin en belirgin vasfı, doğduğu büyüdüğü yere olan sevgi ve bağlılığını, hemşerilik duygusunu yitirmemesidir.
Karakterimizi yoğuran coğrafya, yaşam serüvenimiz, eğilimlerimizi besleyen sevgiler, acılar, çileli mazi bizim buraya bağlılığımızın ''örgüleri''dir.
İçimde öteden beri Arapgir'i yazmak tutkusu birikmiş duruyordu. Bu birikimin yazıya dökülme macerasını ''Önsöz''de dile getirdim.
''Eksik bıraktığım şeyler olduğunun'' farkındayım. Arapgir'de benden çok kalan, Arapgir'i iyi bilenlerin ''şunu yazmamış, bunu yanlış hatırlıyor'' gibi ''samimi hayıflanmalarına'' haklı itirazına peşinen saygı duyuyorum. Muhakkak onların dedesi babası da benim hikayesini yazdığım kimseler kadar önemli insanlardı. Ben de ''ancak yaşayabildiklerimi, duyduklarımı ve hissettiklerimi yazabildim.'' Kendilerine sorma imkanı bulamadan, Arapgir'e mal olmuş lakap, şöhret ve hayat öykülerini kitabıma yazdığım saygıdeğer hemşerilerimin beni bağışlayacağını umarım.
''Arapgir Uşahları''na yol gösterebilmiş olmak beni ziyadesiyle mutlu edecektir. Dilerim onlar geç kalmasın yazılmadık çok şey var.
Basım Yılı | 2011 |
Baskı Sayısı | 2 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 320 |
Yazar | Sücaattin Erdem |