Anayasa, pozitif bir üst hukuk metni olarak "haklar şartı"nı içermektedir. Gelinen noktada, anayasacılık anlayışının değişimiyle birlikte anayasa, yalnızca devlet organlarının yetki ve etki haritasını belirlemenin ötesinde hakları gerçekleştirmeyi talep etmektedir. Bu yönüyle anayasa, artık sadece hakların güvenceye bağlanmasını yeterli bulmamakta, bunları genişletmeyi ve gerçekleştirmeyi de hedeflemektedir. Bu aşamada ise anayasal haklara ilişkin yorum mefhumu devreye girmektedir. Yorum yoluyla "yaşayan haklar" gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Gerçekten de anayasal haklar yorum sayesinde evrimsel ve dinamik yapısını koruyabilmektedir. Bu yönüyle anayasal yorum, hakların genişlemesi ve gerçekleştirilmesi için anahtar görevini görmektedir. Bununla birlikte eserde yazar, yargıcın anayasal hakları yorumlamak suretiyle bunları gerçekleştirmek doğrultusunda yaratıcı bir rol üstlenmesi gerektiği kanaatindedir. Böyle olunca yargıç, yorum faaliyetinde bir "tarafsızlık" endişesi taşımamalıdır. Aksine yargıç, yorum yoluyla hak yaratarak ve bunu gerçekleştirerek "hak temelli" bir taraf seçmelidir. Eser, yorum mefhumu bağlamında anayasal hakların yorumunu bu doğrultuda ele almayı amaçlamaktadır.