Aşk dolu bir geceden sonra aklımızda kalan tek şey ne kadar sevildiğimizdir, oysa aklımıza ne kadar sevdiğimiz gelse aşka inanabilirdim.” Geçmişi acısıyla ve gülünç yanlarıyla ironi içinde anlatan bir roman Ay Şarkısı. Cezaevinde tek tip giysi direnişi, kedisever bir binbaşı, isteklerini kabul ettirmek için binbaşının kedisini rehin alan mahkûmların komik yargılama süreci. Ve aşk; her koşulda yeşeren, yeşerebilen... Gürsel Korat, en acımasız koşullarda bile mizaha yer veren bir incelikle yansıtıyor 80’lerin Türkiyesi’ni; ezilenle ezenin, aşkla kızgınlığın, sadakatle ihanetin hızla yer değiştirdiği insan hallerini. Koğuşta heyecan vardı. İnsanı coşturacağı akla bile gelmeyen bir sevinç haliydi bu. Yaratıcılık ve eğlence dolu. Çocuksu. Kediyi kaçırıp rehin almak herkese bir şeyler esinliyordu. Kimileri “hiç vermeyelim” diyor, kimileri onu köpek gibi bağlamaktan söz ediyordu. ... Hasan’ın “Kediyi yargılasak nasıl olur?” demesi, bu komik heyecanı oyuna dönüştürdü. Durum o anda herkese kendi içinde iki kere gülünç göründü. Tutuklular tutuklayan olacaklarını ve üstelik yaşamlarında ilk kez çocukça bir eylem yapacaklarını sezerek şaştılar.
Tanıtım Metni