- Şimdi bugüne kadar Defter-i Kebir’den isimlerimiz dışında sadece dört ibare okuyabildik. Bunların birincisi, hatırlarsak, şudur:
“Değirmene ön kapısından girmeyin!”
Bu demektir ki, Ayasofya’ya herkesin bildiği ön kapıdan girmeyeceğiz. Yeraltından gireceğiz. Yaman ile ikimiz Bizans’tan kalma su yollarını ve gizli geçitleri araştırdık. Aya İrini’ye ve Yerebatan’a gittik. Binbirdirek ve Şerefiye Sarnıçları’na baktık. Ama buralarda uygun bir giriş yoktu. Sonra Yaman giriş için en uygun yeri keşfetti. Birazdan sizi oraya götüreceğiz.
Defter-i Kebir’in bize verdiği ikinci talimat şuydu:
“Viyana kahvesi size afiyet versin!”
Viyana kahvesi, işte bu anlattığınız Hristiyan masallarıdır. Onlar bizim zihnimizi açtılar. Viyana’da hatırlayın, bir yalanın içinden kendi doğru yolumuzu bulmuştuk. Şimdi de öyle yapacağız. Bu verdiğiniz bilgilerin en yalan olanlarına tutunacağız. Ve yolumuzu onların içinden bulacağız. Yeraltına indiğimiz zaman bunu sizler de göreceksiniz.
Defter-i Kebir’in bize verdiği üçüncü talimat şuydu:
“Bu oyunda kötüler kazanamaz!”
Yeraltında bizi büyük zorluklar bekliyor. Ama bunun talimini daha önce geçtiğimiz tünelde yaptığımız için yeraltına bir miktar alışkın olacağız. Orada başka hangi zorluklar ve kötülüklerle karşılaşacak olursak olalım, şunu hiç unutmayacağız ki, bu oyunda kötüler kazanamaz. Yılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz ve sonunda kazanan biz olacağız.
Dördüncü olarak ise, biliyorsunuz:
“Adel Asha gibi toplanın, bir araya gelin ve sırrı çözün!”
Basım Yılı | 2016 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 170 |
Yazar | S. Serra Erdoğan |