"Akşam karanlığı camlardan süzülüp içeri sakinleşince ortada sadece ocağın müdavimleri kalırdı. Parmaklar arasında kehribar tespihler renk değiştirmeye durur, erirdi zaman; törpülenirdi ömür. (...)
Mesnevi'nin sayfaları bir bir açılır, gözler takip ederdi yazılanları. Bazen Safahat olurdu bu. Sözle kılıflanırdı kulağa takılanlar. Zaman ötesi kapılar açılır; geçmişe uzanır gönüller, bir sel olur akardı bakışlar. Toplumun her kesiminden insanlar gelir, diz dize verirlerdi. Kalpler tek olur atar; kıssalar anlatılmaz yaşanırdı adeta. Papağan, karga, tilki misallerindeki hikmetin eşiğine basılır. Sazlıktaki kamış olup inlerlerdi. Şehir boşalırdı akşamüstü. (...)
Gönüllerde mesnevi yanar; bacalardan beyitler, kıssalar, ayetler tüter şehrin üstüne. Gecenin kör karanlığında güneş doğardı; yeniden doğmuş gibi yıldız yıldız olurdu evler."
Basım Yılı | 2014 |
Baskı Sayısı | 2 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 136 |
Yazar | Yıldırım Türk |