Selçuklu hükümdarı Alp Arslan (1063-1072)’in Malazgirt’te 1071 yılında Bizanslıları bozguna uğratması neticesinde Anadolu baştan başa istilaya ve sürekli yerleşime açılmış, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasının uzun süreci başlamıştır. Burada kurulan ve Selçuklu Devleti’nin bir devamı olan anadolu Selçuklu Devleti döneminde Anadolu, iktisadî refahın, düşünve özgürlüğünün ve düzenli devlet idaresinin hakim olduğu, güzel sanatların geliştiği bir saha olması ve Anadolu Selçuklu sultanlarının şairlere ve alimlere karşı tutumları sayesinde, Anadolu’ya özellikle İran’dan pek çok alim ve sanatkar gelmiştir. Anadolu’da Anadolu Selçuklu Devleti’nin sona ermesinden sonra kurulan Osmanlı Devleti sultanlarının da aynı tavrı sürdürmeleri sonucu Anadolu, özellikle İstanbul’un fethedilip başkent olmasından sonra, bir kültür ve ilim şehri olan İstanbul İrani ve Orta Asya’dan birçok kişinin akın ettiği bir cazibe merkezi hâline gelmiştir. İşte Basîrî, XV. asrın sonlarında Anadolu’ya gelen ve tekrar yurduna dönmeyen bu tip şahsiyetlerden biridir. saraydan ve dönemin ileri gelenlerinden ilgi ve iltifat gören Basîrî özellikle nüktedanlığı ile tanınmış ve devletin ileri gelenlerinin meclislerinden aranan bir kişi olmuştur. bu çalışma, XVI. asırda yaşayan ve renkli bir kişiliğe sahip olan ve Anadolu’ya Nevâî’nin şiirlerini getirerek klâsik Türk şiirinin gelişmesinde önemli katkısı bulunan Basîrî’nin Türkçe şiirleri üzerinedir.