“…Avrupa’nın düşünsel izleğini oluşturan Batı metafiziği, günümüze kadar uzanan etkileriyle “ötekilik” ve/ veya “ötekileştirme” açısından çok önemli bir yer teşkil eder. Her şeyden önce “Avrupa’nın düşünsel izleği” ifadesiyle başlamam tesadüfi değil. Zira Batı metafiziği, Avrupa başta olmak üzere “Batı” olarak adlandırılan dünyanın, yine 19. yüzyılda Batı tarafından ortaya konan kategorizasyonlara göre tarih yazımını gerçekleştirdikleri; Antikitenin Grekleri’nden başlayıp günümüze- Postmodernizme kadar gelen metafizik anlayışıdır…
Sözkonusu kabulden hareketle bu çalışmanın iddiası şudur ki; ilgili sistemsel arayış; en ideal, en iyi, en güzel, en hakiki, en kusursuz ve en mutlak olanı arama yolunda hep iki uğrağın ilmiğinden geçer: logosmerkezcilik ve düalizm. Batı Metafizik Düşünce Geleneği’ne içkin logosmerkezci dünya görüşü, düalist epistemoloji izleğinde, töz- logos-oradan da taşıdığı rasyonel akıl ölçeğinde insan olan Batılı insan anlatısıyla, Batı metafizik düşünce geleneğinin, Antikitenin Greklerinden Postmodernizme uzanan çizgisine vücut vermiştir.
Gelinen noktada, logosmerkezcilik ve düalizmin içkin olduğu, Batı metafizik düşünce geleneğini, tüm öteki ve/ veya ötekileştirici söylem ile pratiklerin kaynağı olarak kabul etmemizin nedeni, kutupsal karşıtlıklar yoluyla, ast ve üst olarak belirlenen terimlere yüklediği değer ile Batı aklının geleneksel önceliğine gönderme yapma gücüdür”.
