Gençliğinin en güzel yıllarını hapiste geçirmişti. Tam on üç yıl özgürlüğü elinden alınmıştı. Bedelini ödediğini zannediyordu. Ama yanılıyordu. Ona hüküm kesenler nefes almasını bile istemiyorlardı. Adım adım peşindeydiler. Bir örümcek ağına yakalanmış gibiydi. Etrafındaki acımasız çember gittikçe daralıyordu. Ona kaçıp gitmekten başka yol bırakmamışlardı. Bulutların Ay’ı gizlediği bir gece yarısıydı. Boğazın suları gibi hava da buz gibiydi. Küçük bir sandalda yaşlı bir denizci onu bekliyordu. Sandal, demir atmış gemiye doğru yol alırken bir meçhule gittiğinin farkındaydı. Yeni bir bedel ödemek istemiyordu. İstediği tek şey özgürce düşünmek ve yazmaktı. Memleketini, sevdiklerini geride bırakmanın hüznüyle alabildiğine yorgun ve dalgındı. Bir suçlu gibi firar etmek zoruna gitse de çaresizdi. Bindiği gemi demir aldığında şehrin ışıkları da gittikçe uzaklaşıyordu. Yüzünü bıçak gibi kesen soğuğa aldırmadan, güvertede elleri cebinde her şeyi son kez gördüğünden habersiz öylece bakıyordu. Çok uzaklar onu bekliyordu.
Tanıtım Metni