Bir Yahudi ütopyası olan Vadedilmiş Kürdistan’ı anlamak için yakın geçmişimizi iyi bilmemiz gerekiyor. Osmanlı Devleti’nin yıkılışının ardından hükümranlık sürdüğü topraklarda toplam 28 devlet kurulmuştur. Emperyalizmin hedef ve planlarında ise iki devletin daha kurulması ile toplamda bu sayının 30’a çıkarılması vardır! Artık asimetrik savaş unsurlarıyla her türlü alçaklık ve namert savaş metotlarıyla da olsa geri kalan iki devletin kurulmasına sıra gelmiştir. Bu teşekkülün, Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda kurulmasının hedeflendiği her fırsatta siyonizm ve onu veledi zinası devlet ve teşekkül bazlı yapılarca açıkça ifade edilmiştir. Doğu Anadolu’da Ermenistan, Güneydoğu’da Kürdistan adı altında iki devletin kurulması, Sevr Antlaşması ile Türkiye’ye yıllar evvel dayatılan bir mevzudur.
Anadolu halkının gönül birliği yaparak emperyalist güçlere karşı mücadelesiyle bertaraf edilen bu formül, her fırsatta yeniden Türkiye’nin önüne çıkarılmaktadır. Türkiye’nin güçlenerek bölgesel bir güç olmasına tahammül edilememekte ve bu amaçla ülkemiz bölünmek istenmektedir. Eğer Türkiye bölünürse o zaman emperyalist güçler, çok daha kolay bir biçimde Avrasya ve Ortadoğu Bölgesi’nde etkin rol alacaklar; petrol, doğalgaz, bor, toryum, altın vb. zenginliklerin yanında özellikle her geçen gün yaşam için stratejik önemi artan suyun paylaşımını da istedikleri gibi gerçekleştirecekler.
Gerek insanlık medeniyetinin merkezi, gerek su-tarım-maden alanları gerek ise kutsal topraklar olması açısından “dünya hakimiyet merkezi” içinde en önde yer alan bu topraklar, her zaman insanlığın odağında olmaya devam edecektir. Yakın gelecekte ilahî tecelli olarak 21. yüzyılın liderliğini üstlenecek bir Türkiye göreceğiz. İnsanlık tarihine “kardeşlik rüzgârı”nın getireceği baharın kokuları, nefeslerimize her geçen gün düşüyor.
Kitap boyunca İsrail’in Nil’den Fırat’a kadar olan sınırlardaki ütopik hayallerini ve Kürdistan kartı üzerinden yapılan çalışmaları okuyacaksınız.
Basım Yılı | 2018 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 144 |
Yazar | Hakan Yılmaz Çebi |