Kadın beni öyle bir çarptı ki yere gövdemin tuzla buz olduğunu hissettim. Demek kıymetli bir şeyin kırılması böyle oluyormuş? Basit bir metanın kırılması bu kadar ağırken bir kalbin kırılması nasıl olur? Kim bilir… Kadın parçalarımın birkaçını yerden aldı. Sağ elindeki büyük parçamı bileğine götürdü. Ne acınası şey! Bir gün hayata gül olurken ertesi gün ölüme diken olmak… Affetmiyorum kendimi. Ben bu düşünceler içinde boğuşurken kadın ağlamaklı ses tonuyla konuşmaktaydı.
***
Güvercindeki Sır
Bin nasihatı tütün gibi ezip,
Damarları al al esen bir rüzgâr,
Sokaklar, caddeler, mezarlar dar,
Bin nasihatı bir musibet gibi içip,
Zamanı, kor ateşlere sürükleyen yâr,
Başında gül kokuları, can korkuları var.
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 1 |
Yazar | Yıldırım Erkan Tavşan |