2016 yılında istinaf kanun yoluna geçilmesi sonrasında, uyuşmazlıkların yüzde sekseninin istinaf aşamasında (Bölge idare mahkemeleri dava daireleri) kesinleşmesi, yargı uygulamasında bölge idare mahkemelerinin önemini daha da artırmış olmakla beraber, benzer ihtilaflarda farklı bölge idare mahkemelerince farklı kararlar verilmesi ve bu kararların çoğunun kesin olması yargı uygulamasında yeknesaklıktan uzaklaşma riskini ortaya çıkarmış ve aynı tür uyuşmazlıkların bölgeden bölgeye farklı sonuçlanıyor olması adalet ve hakkaniyet ilkesi açısından da önemli sorunlar doğurmaya başlamıştır.
Kanun koyucu bu durumu öngörerek bölge idare mahkemelerinin benzer konularda farklı kararlar vermeleri halinde bu konuda içtihat farklılığının giderilmesi için yasal düzenleme yapmıştır. Anılan düzenleme 2577 sayılı Kanun yerine 2576 sayılı Kanunda yapılmış olup bölge idare mahkemelerinin kesin kararları arasındaki aykırılık ve uyuşmazlıkların giderilmesi görevi Danıştay içtihadı Birleştirme Kuruluna verilmiştir. Bilahare Danıştay İBK'nın çalışma düzeni ve toplanma zorluğu ile bu konuda yapılan başvuruları karara bağlamadaki yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, bölge idare mahkemelerinin kesin kararları arasındaki aykırılık ve uyuşmazlığın giderilmesi görevi Danıştay İdari/Vergi Dava Daireleri Kurullarına verilmiştir.
Çalışmamızın konusunu da bölge idare mahkemelerinin benzer konulardaki farklı kararlar vermeleri halinde aykırılığın ne şekilde giderileceği ve bu konuda Danıştay İdari/Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararlardan hareketle bütün yönleriyle irdelenerek değerlendirilmesi oluşturmaktadır.
İstinaf uygulamasına yeni geçilmiş olması ve bölge idare mahkemelerinin benzer konularda birbirine aykırı kararlar vermesi halinde uygulanan bu müessese hakkında gerek doktrindeki akademisyenler gerekse uygulayıcılar tarafından konu bir kitap çalışması şeklinde ele alınmadığı için bu kitap çalışması incelediği konu anlamında bir ilk niteliği taşımaktadır.