Evi terk etmek, bir bilinmeyene doğru yola çıkmak ve orada kaybolmak. Çocuklukla birlikte geride kalan uzak kent. Ve sonrasında keşfedilecek ülkeler, öğrenilecek lisanlar, tanışılacak yabancı yüzler. Acaba ne kadar konukseverler?Esther Heboyan, yeni bir hayata doğru yola çıkarken anılarını da beraberinde götürenlerin öykülerini anlatıyor. Çocukluk anılarında Burgazadada bir pazar sabahı, çam kokulan, vapur sefaları ve ilk aşk... Eskide kalan ama eskimeyen öyküler:"Eski bir hikâye. Eski olduğunu düşündüğüm bir hikâye, insan bunun her zaman eski hikâye olduğunu düşünür. Oysa yaşamımızdaki kimi hikâyeler varlığınıza kaya midyeleri gibi asılırlar. Sığınmak için dünyanın öbür ucuna, kentin öbür köşesine, kendi öz dünyanıza koşabilirsiniz, yapılacak hiçbir şey yoktur, hikâyeler sizin hikâyeleriniz olarak kalır, yalnızca onlara alışmak gerekir, o kadar."