Roman, Cumhuriyete sevgisizliklerini içlerinde gizli tutanların, ellerine yetki geçince, acımasızlıklarını anlatır. Hayatı Kabare sahnesi içinde gören Bay Mimar‘ın üzerine çamur atılır. Yolu tarifsiz üzüntüleri içinde Paşakapısı Cezaevi‘ne ulaşır. Ama yaşamak, sadece kahırlarla dolma değildir. İnsanların en muhteşem yanı, zor şartlarında, coşkuları içinde duygularını, göz yaşları içinde sıkıntılarını paylaşabilmeleridir. Ve bir mahpushanenin iki ranzalık odasını, "Büyük Karantina Loca Gazinosu" yapan adamların gönüllerinden taşan sevgilerini ne demir parmaklıklar, ne de boyu yüksek duvarlar mâni olabilir. Onları insan yapan, oturulan makamlar olmayıp, gönüllerini orta yere koymaları, Karantina Locasında heyecanlarına, tutkularına, hülyalarına tutunabilmeleridir.Bay Mimar rüşvet almadığını ispat etmek için rüşvet verirken, düzenine bir anlam veremediği dünyayı, siyah beyaz misali tezatlar güzelleştirir: Fıkraların süslediği show programlarında bir mahpushanenin karantina locası, Büyük Gazino olur. Bir mimar başına iki bin yıl ceza kesilmiş bir mahkumla karşılıksız bir dostluk kurar. Ve göz yaşları, kahkahalarla gelip geçen hayatta, her şartın içinde severek, paylaşarak, gülerek yaşamanın fazileti orta yere konur...
Basım Yılı | 2008 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 237 |
Yazar | Tuna Akansu |