“12 Eylül sonrası, ailelerin hava karardıktan sonra Cadde’de yürüyüşe çıkma alışkanlığı neredeyse bitmiş, mekân bize kalmıştı. Bir anlamda, darbenin kaosundan yararlanıyorduk da diyebilirim. Bizi kurtaran deterjan reklamına çıkan temiz aile çocuğu görünümümüzdü. Aslında fırlamanın önde gideniydik!” der bebek yüzlü şeytan Bebo. O ve arkadaşları, otomobil patlatmacısıdır. Yani pahalı marka oto teypleri çalıp, satarak, eğer bilseler ailelerini kalp krizinden öldürecek kadar tehlikelerle dolu bir hayat surer, Reno 12’li polislerle adeta köşe kapmaca oynarlar. Müzik ve sinema da yaşamlarında en az demli çay kadar önemlidir. Bebo’nun hayatı gündüz arkadaşlarıyla deli bir tempoda akarken, gece olunca radyo başında, müzik programlarıyla rölantiye geçer. Cadde piyasasında tanıştığı özgür kız Lidya ise, onun hayatını hem güzelleştirecek, hem de büyülü bir tuzağa çekecektir.
Aşk, arkadaşlık, gençlik, fırlama zengin çocukları, çeteler, ev partileri, araba yarışları, ruh çağırma seansları ve tabii ki Bağdat Caddesinin seksenlere damga vuran efsane karakterleri... Batuhan Kıran, bunların yanı sıra caddedeki Özal iktidarıyla gelen değişime paralel ilerleyen hüzünlü bir aşk hikayesini de romanında güçlü bir gerçeklikle anlatıyor.
80’li Yıllardan Bir Bağdat Caddesi Romanı
