Böyle mi başlıyor... yoksa böyle mi sona eriyor?"Böylesi çok ağırdı. Bir şehir dolusu öfkeli yüz, kötü ruhlu bir suçluymuşum gibi bana bakıyordu. Stadyum hıncahınç doluydu. Yüz binlerce meraklı, umursamaz veya en azından kayıtsız yüzdü karşımdaki...Ve gözleri, yaşlar içinde olmak bir yana, hafifçe nemlenmiş, buğulanmış bile değildi.Kimse itiraz etmiyordu. Kimse ayağını vurmuyordu.Kimse yumruğunu kaldırmıyordu. Aslında, devasa ekranlarda gerisayım devam ederken, bugün ailemin son günü olacak gibi görünüyordu.Ağabeyim Whit‘in, bu işten son dakikada kurtulmanın mümkün olup olmayacağını merak ettiğini görüyordum. Annemin, ben ve Whit için sessizce ağladığını görüyordum. Babamın, son anlarımızda sefilce davranmanın bir anlamı olmadığını bana ve ağabeyime hatırlatırcasına gülümsediğini görüyordum... Yalnız, anlatırken kendimi fazla kaptırıyorum. Dilimi tutamıyorum. Buraya, halka açık idamımıza gelene kadar, anlatılması gereken bir sürü şey var. En iyisi biraz gerilere gidelim..."Bu hikaye, Whisty ve Whit Allgood kardeşlerin insanı afallatan hikayesi. Bir geceyarısı ailelerinden koparılıp alınan ve hapsedilen biri kız biri erkek kardeşler, cadı ve sihirbaz olmakla suçlandılar...