XIX. yüzyılda Fransızların bazı Arap topraklarını işgal etmesi, bu toprakların ekonomik ve politik bakımdan Avrupa egemenliğine girmesinden sonra Batı ile Arap dünyası arasında yeni bir edebi dönem başlamıştır. Arap öykücülüğü bu devrede kıssacı anlayıştan ve destansı etkilerden sıyrılarak, yapısal açıdan Batı’nın öykü anlayışına doğru adım atmıştır. Yeni okulların açılması, öğrenim amacıyla Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi, Mısırlı Rıfat et-Tahtavi (1801-1873) ile başlayan çeviri hareketleri ve 1822’de Mehmet Ali Paşa’nın Bulak’ta matbaa kurmasının ardından Arap dünyasında yaygınlaşan matbaacılık ve buna paralel olarak gelişen gazetecilik yeni bir neslin yetişmesine yol açmış, yeni edebi türlerin doğmasını ve yaygınlaşmasını hızlandırmıştır. Cibran Halil Cibran, Mihail Nuayme gibi birçok mümtaz şahsiyeti bünyesinde barındıran Arap öykücülüğü sosyolojik, psikolojik, siyasi, tarihi vakıaları kendine konu edinmiş ve bu alanlarda başarılı örnekler vermiştir. Elinizdeki bu çalışma bir çok Arapa yazarından seçilmiş öykülerden oluşmakta ve Türk okuruna Arap öykücülüğü hakkında genel bir kanı vermeyi amaçlamaktadır.