Genellemek yanlış, bunun farkındayım; ama “Çok sayıda insanımızla ‘vefa’ya yabancılaştık.” desem karşı çıkar mıydınız?
Kasap Abdullah’ı, Dondurmacı Mehmet’i, İsmail’i, Lütfi Bey’i, Ahmet Saffet’i, Mehmet Muzaffer’i, İbrahim Naci’yi ve daha nicelerini, “onlardan sonraki nesiller” çoktan unuttu.
Kendi tarihimize, millî değerlerimize tutkun sayılmayız.
Nice değerli insan, nice önemli konu, üç beş günden fazla meşgul etmiyor bizi.
İstiklal Marşı’mızı bile -hâlâ- “makamına uygun şekilde” okuyamıyoruz.
Sözün özü şu: İnsanlarımız övündüğümüz özelliklerine yabancılaşıyor.
Şimdi susamayız.
Çocuklarımız erdem özelliklerinden bu kadar uzaklaştırılmışken doğru, güzel, iyi her ne varsa tohumlarımızın içinde, söylemeden, yazmadan karanlıklarda çürütemeyiz.
Boynuzlarını, sivri kuyruklarını, çatal dillerini, çatallı mızraklarını saklayıp birileri, filiz filiz, ağaç ağaç, orman orman olmuşken bitemez “yeniden çiçeklenme” ve “meyve verme” isteğimiz.
Şimdi olmaz!
“Anne sütü gibi tertemiz” can suyu yürüyecek kirli ruhlarımıza daha…
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 152 |
Yazar | Hızır Ovacık |