Söyle, her sır bir gün ayaklara dolanır Söyleme, asırlardır saklı kalan toz olup rüzgâra karışır Söyle, bir yalan bin doğruyu çürütür Söyleme, yalan dediğin kalbi daha hızlı attırır Luzia vampirlerle insanların bir arada yaşadığı yeni düzende, dünyanın öteki ucundaki ıssız bir şatonun müzesinde çalışmaya başlar. En yakın arkadaşı ve onun vampir sevgilisiyle sakin bir hayat yaşarken şatonun asıl sahibi ve tarihin en eski vampirlerinden biri kasabaya döner. Asla dinmeyen kalp ağrıları ve vampir kanı bağımlılığı ile mücadele eden Luzia’nın artık daha büyük bir sorunu vardır. Sidra Dekalton’un dönüşü eski bir sandık gibi korkunç sırları ortaya çıkarır. Hayatını cehenneme çeviren gizemin kaynağını araştırırken Luzia’ya, kalp atışlarının bile kime ait olduğunu sorgulatır… “Kaçıyor musun?” diye sordu. “Evet,” diyerek kabul ettim. “Çünkü kalbimi kıracaksın.” Ona o kadar hızlı ve çabuk âşık olmuştu ki bu sevginin henüz rahme düşmeden başladığına şüphe yoktu. Ve kader olmasa ne yazar, böylesi trajik aşk, saklandığınız ağaç kovuğunda ya da bir arı kovanında bile ağını attığı kalbi yakalar.
Tanıtım Metni