Son yüzyılda insanla doğa arasına, insanların gözlerini alamadığı, onları büyüleyen bir kavram damgasını vurdu. Mavi bir ışığın büyüsü, tüm insanlığı etkiledi. Bölünüp parçalanan, ceplerimize kadar giren bu büyülü görüntü, insan olmanın temel odağı sayılan “irade” ile ilgili büyük değişiklikler yarattı. Bu durum, bir gelişim sürecinin devamı olarak da okunabilir, bir hastalığın yarattığı çürüme olarak da… Bu sebeple bu kitap, bir doktorun hastalığın semptomlarını araması kabilinden, devinime devam eden gözlerimizin nereye odaklanacağını takip etmek gibi bir arayışı da ifade ediyor. Kitap, eleştirel bir bakışı yüklenerek gün geçtikçe daha çok güdükleşen iradenin en büyük hasımlarından biri olan “ekran”ın ayartıcı gücü üzerine bir incelemeyi amaçlamaktadır.
İrade sahibi olmak, insan olmanın alametifarikasıdır. Günümüzde tekno kapitalizmin yarattığı değer erozyonunun en büyük saiklerinden biri de ekrandır. Ekran, kapitalizmin insanlığa bakan yüzüdür. Bu yüz, iradeyi kendi çarmıhına gererek işlerini kotarmaktadır. Çalışma, ekranın özellikle iradeyi hedef aldığını varsayarak ekranın irade ve insan doğası üzerindeki etkilerini ele almaktadır.