Ceza hukukuyla iştigal edenler ve özellikle de uygulayıcı olan ceza hâkimleri, Cumhuriyet savcıları ve avukatlar, ceza yargılama sistemimizin son derece ayrıntılı, karmaşık ve dağınık kurallar ihtiva ettiğini bilmektedirler. Bunun yanında ceza hukukuna ilişkin mevzuatta çok sık aralıklarla değişiklik yapıldığı, sanıkların yaşına veya sıfatına, suçlamanın mahiyetine, tutukluluk durumuna; mağdurların yaşlarına veya maruz kaldıkları suç tipine göre uygulanması gereken farklı usul hükümleri bulunduğu da malumdur. Kısaca ve üzülerek belirtmek gerekir ki; ceza yargılama sistemimizin, sade, anlaşılır ve kolay uygulanabilir olduğunu söylemek zordur. Zaten, gerek Yargıtay ve gerekse istinaf bozma ilamları incelendiğinde bozma gerekçelerinin büyük bir oranda usul hükümleriyle ilgili olduğu görülmektedir.
Uzun denilebilecek bir süre asliye ceza mahkemesi ile ağır ceza mahkemesi hakimliği, son yıllarda da istinaf mahkemesi hakimliği yapan yazarın, avukatlar, ceza hakimleri ve Cumhuriyet savcıları için faydalı olabilmek adına kaleme aldığı kitap; iddianamenin kabulüyle, yetkisizlik veya görevsizlik kararıyla ya da bozma kararı sonrası gelen bir dava dosyasında duruşma hazırlığını, duruşmanın icrasını, sanığın sorgusunu, mağdurların ve tanıkların dinlenilmelerini, yeminli ve yeminsiz dinleme işlemini, doğrudan soru sormayı, delillerin ortaya koyulması ve tartışılmasını, duruşma düzen ve disiplininin, tutukluluk incelemesini, zorunlu müdafiliği, hükmün tefhimini ve usule ilişkin karşılaşılan birçok sorunu dikkate alarak, "uygulayıcı gözüyle", mevzuat ile Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarına atıflar yaparak yer vermiştir. Her bir bölümün sonuna gerek güncel ve gerekse klasik hale gelmiş Yargıtay içtihatları ve Anayasa Mahkemesi kararları eklenmiştir.
Yeni baskısında kitap; 7499 ve 7532 Sayılı Kanunlarla, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan çok önemli değişikliklere göre güncellenmiş, yeni Yargıtay kararları da derlenerek çalışmaya eklenmiştir.