"İnsanlar biliyor ki Levi-Strauss 20. yüzyılın en büyük entelektüel kahramanlarından birisidir."
-Philippe Descola
"Levi-Strauss büyüklerin sonuncusuydu, dünya çapında bir görüşe sahip büyük antropologların sonuncusuydu."
-Marshall Sahlins
Patrick Wilcken'in biyografik eserinde, seyahat etmekten ve kaşiflerden nefret eden Levi-Strauss'un Amazon'un en ücra noktalarındaki saha çalışmasından Nazi işgalindeki Fransa'da bir Yahudi olarak yaşamanın zorluklarına, savaş dönemi New York'unda bir mülteci olmaktan 1940'ların sonunda Paris'e dönüp Jean-Paul Sarte'la çatışmasına ve Lacan'dan Foucault'ya pek çok düşünürü derinden etkilediği hayatını takip ediyoruz.
İlkel kabilelerin dünyasının hızla yok olduğu zamanlarda, Levi-Strauss yalnızca Brezilya'da 90 kabile ve 15 dille karşılaşıyor. Modern bir monokültür egemenliğinden endişelenen Levi-Strauss, insanlığın "kendi mirasını unutmasına ya da yok etmesine" izin vermeyip, geride bıraktığı eserlerle kültürel çeşitliliğin insan topluluklarını birbirinden yalıtan değil, birleştiren ilişkilerini gösteriyor.
Kapak | Ciltsiz |
Sayfa Sayısı | 472 |
Yazar | Patrick Wilcken |