Popun kralı olarak bilinen Michael Jackson’a nasıl bu kadar iyi dans edebildiği, müzik ve ritimle muhteşem uyumunun ardında yatan sırrın ne olduğu sorulmuş günün birinde.
Cevabı çok kısa ve net olmuş;
“İşin sırrı düşünmemekte. Düşünmek bir dansçının yapabileceği en büyük hatadır. Sadece hissetmeli ve dans etmelisin!”
Yazmaya sevdalandığım günden beri aynı şeyi yaşıyorum.
Bir şeyler karalayabilmek için düşünmeye başladığım anda yazma yetimi kaybediyorum zira.
Kalemim ancak hissedince özgürleşiyor, aksi halde bin bir ön yargının, bir kamyon dolusu tabunun ve daha nice prangaların esiri olup kendini zindanlara kapatıyor.
İkinci eserim “Çocuğum Sana Söylüyorum, Büyüğüm Sen Anla” işte böylesine özgür zamanların bereketiyle vücuda gelmiş bir kitaptır.
Eserdeki çocuk kim diye soran olursa;
Dinlemeyi unutmuş bir toplumda sözün değerini en iyi çocuklar bilir dersiniz…
