Çocukluk, her birimizin geçtiği hayat filminin bileti gibidir. Dev ekranda dönen filmin kalitesini etkileyen, bir yönetmen ve birçok emektar vardır. Bu emektarlardan biri de “çocuk edebiyatı ürünleri”dir. Masallar, öyküler, şiirler, bilmeceler, tekerlemeler, ninniler ve daha birçok yazın türünü de sayabileceğimiz çocuk edebiyatı ürünleri daha doğduğu andan itibaren, annesinin ninnileriyle küçük canları rüyalara sürüklerken, ona okunan, anlatılan öykülerin, konuşan ve devinen kahramanlarıyla çocukları alıp çocuk dünyasına götürür. Biraz daha büyüdüğünde ise kendi okuyacağı serüvenlerin, hayallerin içinde kaybolur onlar. Televizyonda ya da bilgisayar oyunlarında kaybolmasından daha çok istediğimiz de bu değil midir zaten. Ama ne yazık ki birçok araştırmanın da gösterdiği gibi çocuklarımız boş zamanlarının da ötesinde günlerinin büyük bir çoğunluğunu televizyon karşısında ya da bilgisayar başında geçirmekteler. Peki, bizler, öğretmenler, anneler, babalar bunu önlemek için bir...