Tarih yalnızca okullarda okutulan, kitaplarda anlatılanlardan ibaret değildir. Doğruları değişmez ama bakış açılarına ideolojilere göre değiştirilmeye çalışılır, çarpıtılır ve ne yazık ki bu tür çabalar kitleler üzerinde etkili olabilmektedir. Cumhuriyetin 100 yılında, “Erken Cumhuriyet Dönemi” dediğimiz ilk kuruluş yılları ve sonrasına baktığımızda, Atatürk’ün en çok önem verdiği değişimlerden birinin müzik konusunda olduğunu görürüz. Kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti’nde dağınık ve etkisiz toplulukların bir ulusa dönüştürülmesinde eğitim ve sanatın öneminin bilinciyle bu iki alana öncelik verilmesini sağlayan Atatürk’ün vizyonu sayesinde ülkemiz konservatuvar ve sanat kurumlarına kavuşmuştur. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde müzik alanındaki atılımlara pek çok insanın katkısı vardır. Bunların içinden “öncü” olarak nitelendirilebilecek yabancı ve Türk 10 müzik insanının yolları, hem Türkiye ile hem de birbirleriyle kesişmiştir. Bu kesişmeler birçok ilginç öykünün oluşumuna da yol açmıştır. Kültür ve sanat yazarı, yılların gazetecisi Şefik Kahramankaptan, yakın tarihimizden seçtiği Dimitri Şostakoviç, Paul Hindemith, Bella Bartok, Joaquin Rodrigo, Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses ve Necip Celâl Andel’i, katlarını, öne çıkan yapıtları ve bilinmeyenleriyle, akıcı bir üslupla kaleme aldı. İster bir solukta tamamını roman gibi, ister seçtiğiniz bestecileri birer öykü gibi ayrı ayrı okuyabileceğiniz bir kitap ortaya çıktı…
Tanıtım Metni