Hatırlayabildiğimiz ilk anılarımız karakterimizi ne derece yansıtır?
Gülmelerimiz, sevinçlerimiz, korkularımız, öfkelerimiz, unutkanlıklarımız, dil sürçmelerimiz, sakarlıklarımız veya hatalarımız zihnimizde özenle gizlediğimiz düşünceleri ve inançları ne derece açık eder?
Beden dilimiz, el yazımız, rüyalarımız dikkatle bakan gözler karşısında gizlediklerimizi ne ölçüde savunmasız bırakır?
Kadın erkek ilişkilerinin tabiatını anlamak, karşı cins üzerindeki hâkimiyetimizi hangi ölçüde arttırır?
Saygı görme arzusunun, lidere itaat dürtüsünün, lider edinme arzusunun, politik görüşün şekillenme sürecinin ve bir ideolojiye bağlanma arzusunun kökeninde ne vardır?
Kitlesel ayaklanmalar nasıl doğar, nasıl gelişir, nasıl sonlanır?
Toplum kontrolü iktidarlar için neden çok önemlidir ve toplum kontrol yöntemleri nelerdir?
Sorunlarımızı yok edebilmek, güçlenebilmek ve yükselebilmek için ilişkide olduğumuz insanların davranışlarının nedenlerini anlamak, amaçlarını tespit etmek zorundayız.
‘Davranışların Kökeni’, yaşamla kavga halinde olmaktan bunalan, yaratılan sanal dünyada yönünü bulmakta zorlanan ve sinsi propagandalarla uysal ve manipülasyona hazır bireylere dönüştürülmeyi reddeden insanlar için mütevazı bir düşünme ve yüzleşme silsilesidir…
