Otoriter popülizm dünyanın her yerinde yükselişte! Liderler halka oynuyor, halk da onlara göz kırpıyor. Dünyanın hoşgörü abidesi Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi sürekli artan bir destek görüyor, Marine Le Pen Fransa’da başa güreşiyor, en gelişmiş sosyal demokrasilere örnek gösterilen İsveç, Danimarka gibi ülkelerde yabancı düşmanı partiler çok güçlü bir destek alabiliyor. Aşırılar değilse de bir beden küçükleri çoktandır iktidarda. Rusya’da Putin, Hindistan’da Modi, Polonya’da Kaczynski, Filipinler’de Duterte, Macaristan’da Orban, Amerika’da Trump dört yılın ardından düşmüş olsa da halen ortalığı toza dumana boğabiliyor.
6 Ocak 2021, Kongre Binası baskını; Amerikan demokrasisinin uçurumun eşiğinden döndüğü, kurtulduğu gün olarak taçlanması boşuna değil. Ancak kimilerine göre de liberal demokrasinin yaşamakta olduğu krizin tescil edildiği gün olarak anılacak!
Yascha Mounk “tehlike”nin ve “gelmekte olan”ın; demokrasinin bugün yaşamakta olduğu krizin nedenlerini, “halk iradesi”nin neden otokrat liderlere yöneldiğini derinlemesine inceliyor. ABD’den Fransa’ya, Polonya’dan Macaristan’a, Hindistan’dan Filipinler’e, Venezuella’dan Türkiye’ye uzanan bir yelpazede “seçmen çoğunluğu”nun siyasal tercihleri ile demokrasi arasında bir karşıtlık olup olmadığını masaya yatırıyor ve eğer “halk iradesi”nin vücut bulması değilse “demokrasi” nedir sorusunun cevabını arıyor.
Mounk sadece nedenleri çözümlemiyor: Haklar ve özgürlüklerin korunduğu ama aynı zamanda “halk iradesinin kamu politikalarına yansıdığı,” uzun bir demokrasi mücadelesinin sonucu olan demokratik kurumların ve bir bütün olarak özgürlüğün ve insan haklarının korunduğu bir demokrasinin nasıl inşa edilebileceği üzerine önerilerde bulunuyor.
Basım Yılı | 2021 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 344 |
Yazar | Yascha Mounk |