Ekonomik ortamlardaki hızlı gelişme ile birlikte işletmelerdeki işlem hacmi genişlemekte ve bilgiye doğrudan ulaşım güçleşmektedir. Bunun doğal sonucu olarak, işletme ile ilgili kişi ve kuruluşların işletmenin faaliyetleri hakkında güvenilir bilgi elde etmeye olan talepleri de artmaktadır. İşletme ile ilgili bu kişi ve kuruluşların işletme dışı ve işletme içi olarak iki açıdan ele alınması mümkündür. Bu ayrımın temel sebebi, bu iki grubun bilgilere ulaşım derecelerinin ve bu bilgileri kullanma amaçlarının temelde birbirinden farklı olmasıdır. Burada işletme dışı ilgililer; yatırımcılar, kredi verenler, çalışanlar, müşteriler, devlet ve kamu olarak sıralanabilir. İşletme içi ilgililer ise, işletmenin faaliyetleri ile ilgili karar verenler, planlama ve kontrol işlemlerini yerine getirenler, diğer bir ifade ile yöneticilerdir.
İşletme dışında bulunan ve işletme ile çıkar ilişkisi bulunan her ilgilinin beklentisi diğerlerinden farklıdır. Örneğin yatırım sahipleri, karlı alanlara yatırım yaptıklarından emin olmak için işletmelerin finansal bilgilerine ihtiyaç duymaktadırlar. Ortaklar ise yatırımlarını kontrol etmek, yabancı kaynak sahipleri kredi verdikleri veya verecekleri işletmelerin gerçek durumunu öğrenmek istemektedirler. Çalışanlar geleceklerinin güvencede olup olmadığını belirlemek, devlet ekonomik hayatın gelişimini takip etmek ve elde ettikleri vergilerin doğruluğundan emin olmak için bu bilgilere ilgi duymaktadır. İşletme içi güvenilir bilgilere ihtiyaç duyan yönetim ise, faaliyetlerin verimlilik ve etkinliğinin yeterli düzeyde olduğunu tespit etmek istemektedir. Zira yönetim, işletme amaçlarına ulaşmak için faaliyetlerin verimli bir şekilde yerine getirilmesinden; kalifiye personel çalıştırarak verimliliği arttırmaktan; bilgi ve belgelerin hata ve hilelerden uzak bir şekilde muhafazasından; finansal tabloların işletmenin gerçek durumunu gösterecek şekilde hazırlanmasından ve bu tabloların ilgili kişilere sunulmasından doğrudan doğruya sorumludur.
Hem işletme dışı hem de işletme içi ilgililer için önemli olan, söz konusu bilgilere ulaşmanın yanı sıra, bu bilgilerin doğruluğuna güven duymaktır. Aksi takdirde, bu ilgililer yanlış kararlar verebilecek ya da farklı beklentiler içinde bulunabileceklerdir. Çünkü, işletme dışı çıkar grupları yönetimin sunduğu finansal tabloların işletmenin gerçek durumunu gösterdiğinden emin olmak isterlerken, işletme yönetimi de işletme faaliyetlerinin önceden belirlenmiş politika ve prosedürlere uygun bir şekilde yürütüldüğünden emin olmak istemektedir. Bu durumda işletme dışı ve işletme içi ilgililer iki farklı denetim türünden faydalanmaktadırlar. Bunlar, işletme dışı ilgililer için "bağımsız denetim1", işletme içi ilgililer için ise "iç denetim" türüdür.
Bağımsız denetim, işletmeden bağımsız olarak faaliyet gösteren, tarafsız ve mesleki deneyime sahip olan kişilerin, diğer bir ifade ile bağımsız denetçilerin, finansal tablolardaki bilgilerin doğruluğu hususunda makul güvence veren denetim türüdür. Bağımsız denetçiler finansal tablolarda yer alan bilgilerin muhasebe ilke ve standartlarına uygun olarak hazırlanmış olup olmadığını belirleyebilmek için, bağımsız denetim standartlarını temel alarak denetim faaliyetlerini gerçekleştirmekte ve bulgularını işletme yönetimine, dolayısıyla da işletme dışı kullanıcılara özet bir rapor halinde sunmaktadırlar. Bunun yanında, sorumluluğunun bilincinde olan yöneticiler tarafından işletmedeki hata ve hileleri önlemek amacı ile iç denetçiler tarafından yürütülen bir hizmet birimi oluşturulmaktadır. İç denetimi gerçekleştiren bu hizmet birimi, yürütülen faaliyetleri inceleyerek bunların işletmenin plan, politika ve yönergeleriyle yasal düzenlemelere uygunluğunu ölçmektedir.
Basım Yılı | 2015 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 1. Hamur |
Sayfa Sayısı | 169 |
Yazar | Jale Sağlar , Prof.Dr.A.Kadir Tuan |