20. yüzyılın ortalarından itibaren, gemi inşa teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak hızlı ve güvenilir gemiler inşa edilmiş ve taşıma süresi kısalmıştır. Bunun dışında, lüks kruvaziyerlerin inşa edilmeye başlanması ile deniz yolu ile yolcu taşımacılığı yolcuların bir yerden diğer yere taşınması dışında ayrıca konaklama ve tatil hizmetlerinin de sunulduğu bir taşıma türü olarak görülmeye başlanmıştır. Bütün bu gelişmeler, deniz yolunu, yolcu taşımacılığında sık tercih edilen bir taşıma türü haline getirdiği gibi, ulusal ve uluslararası gelişmelere uygun nitelikteki yeni düzenlemelerin ihdası da kaçınılmaz olmuştur. Bu gereksinim doğrultusunda, deniz yolu ile yolcu taşımalarında taşıyanın sorumluluğuna ilişkin çeşitli milletlerarası sözleşmeler yapılmışsa da fazla rağbet görmemiştir. Nihayetinde, 2002 yılında, Londra'da 1974 tarihli Atina Sözleşmesi'ni tadil etmek üzere yeni bir Protokol kabul edilmiştir. Sonradan, bu Protokolün, 1974 tarihli Sözleşmede köklü sayılabilecek değişik...
Yazar | Melda Taşkın |