Avrupa Parlamentosu 20 Mayıs 2019'da 2019/770 sayılı "Dijital içerik ve Dijital Hizmetlerin Sağlanmasında Sözleşme Hukuku Bakımından Belirli Bakış Açıları Hakkında Avrupa Parlamentosu ve Konseyi'nin 20 Mayıs 2019 tarihli Direktifi" olarak tercüme edebileceğimiz, kısa adıyla Avrupa Birliği Dijital içerik Direktifi'ni kabul etmiştir. Böylece aslında çoktan günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş olan dijital içerik ve dijital hizmet sözleşmeleri ilk olarak yasal bir düzenlemeye kavuşmuştur.
2019/770 sayılı Direktif dolayısıyla bu çalışmada bulunduğumuz alan, sözleşmeler hukuku, daha spesifik ifadesiyle tüketici sözleşmeleri ve tüketici hukukudur.
Kitapta öncelikle 2019/770 sayılı Direktifin yasalaşma sürecine ilişkin genel bilgilere yer verilmiştir. Ardından sözleşmeler hukuku alanında ilk defa yasal bir düzenlemeye kavuşan "karşı edim" olarak kişisel verilerin paylaşılmasına ilişkin düzenlemeleri dolayısıyla kişisel verilerin korunması hukuku ile Direktif hükümlerinin ilişkisine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında bir diğer önemli mesele 2019/770 sayılı Direktifin Telif Hukuku ile ilişkisidir. Dijital içerik, çoğunlukla ses (müzik) veya görüntü (film) dosyaları, bilgisayar programları, bilgisayar oyunları, elektronik kitaplar gibi eser niteliği taşıyan, nitelikli fikir ürünleri olacaktır. Kitapta dijital içerik ve dijital hizmet sözleşmelerinin gereğince anlaşılabilmesi, özellikle tüketicinin haklarının belirlenebilmesinde telif hukukunun kaçınılmaz etkisi açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Kitabın ikinci bölümünde 2019/770 sayılı Direktif hükümlerine, Alman iç hukukunda nasıl ve hangi kapsamda yer verildiği, Direktif uyarınca düzenlenmesi iç hukuka bırakılan bazı hallerde Alman kanun koyucusunun nasıl hükümler getirdiği açıklanmıştır.
Son bölümde ise 2019/770 sayılı Direktif hükümleri dolayısıyla AB Hukukuyla uyum sağlanması ve iç hukukumuzda halihazırda yasal bir düzenlemesi bulunmayan dijital içerik ve dijital hizmet sözleşmelerinde, özellikle tüketicinin korunması bakımından getirilecek hükümlerin, iç hukukumuzda hangi kanunda ve nasıl bir yasalaştırma tekniği gözetilerek konumlandırılabileceğiyle ilgili görüş ve çıkarımlara yer verilmiştir.
Kitapta ele alınan meseleler, 2019/770 sayılı Direktif ile getirilen düzenlemelerin sözleşmeler hukuku dogmatiği ile ne derece uygun düştüğü ve olası bir yasalaştırma sürecinde iç hukukumuzu bekleyen dogmatik güçlükler gözetilerek, bu perspektiften dikkat edilmesi gereken yönleriyle kaleme alınmıştır."