Medyanın dijitalleşmesi, kendi üretim biçim ve süreçlerini de beraberinde getirmektedir. İletişim araçlarının mobil hale gelmesiyle, mekân ve zamanın önemini yitirdiği, merkeziliğin ortadan kalktığı yeni bir üretim biçimi meydana gelmektedir. Bu bağlamda çalışma şekillerimiz, iş yapış biçimlerimiz, serbest zaman değerlendirme aktivitelerimiz, iş dışı ilişkilerimiz değişmektedir. Kısacası iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler yaşantılarımızı yeniden şekillendirmektedir. Dijital medyanın meydana getirdiği toplumsal dönüşümler ekseninde durağan olmayan, dinamik bir yapıdan söz edebilmekteyiz.
Teknoloji her daim dinamik bir yapıya sahip olmuştur. Bu açıdan zaman içerisinde değişime uğraması kaçınılmazdır. Bu hızlı değişime ayak uydurabilen toplumlar ayakta kalırken, uyum sağlayamayanlar çağın gerisinde kalmaktadır. Dolayısıyla teknolojiyi içinde bulunduğu toplumdan bağımsız değerlendirmek söz konusu değildir. İletişim biliminin disiplinler arası yapısı itibariyle, dijital medyanın yarattığı toplumsal dönüşüm farklı bilim dallan perspektifinde konuyu ele almayı zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle kitapta yer alan, her biri ayrı ayrı çok değerli çalışma, dijital medya konusunu farklı boyutlarıyla ele almaktadır.
Dijital medya sayesinde etkileşim oranı arttığından, kullanıcıların sosyal medya içeriklerine, platformlarına ve hizmetlerine ayırdıkları zaman da artış göstermektedir. Bu durum, bireylerin tüketim biçimlerinde, günlük yaşamlarında ve sosyal etkileşimlerinde önemli değişimler meydana getirmektedir. Bu nedenle bu kitap, karmaşık ve hızla değişen dünya düzeninde, dijital medyanın yükselişini disiplinler arası bir yaklaşımla ele almaktadır. Bu doğrultuda yeni medya alanında çalışan akademisyenler, araştırmacılar ve bu alanda eğitim gören öğrenciler için önemli bir kaynak olarak sunulmaktadır.
