Çalışmanın konusunu doğrudan yabancı yatırımların vergilendirilmesinde Türkiye uygulamaları oluşturmaktadır. Söz konusu yatırımların büyük ölçüde çok uluslu şirketler tarafından gerçekleştiriliyor olması ise konuyu daha geniş bir perspektiften ele almayı gerektirmektedir. Zira çok uluslu şirketler, devletlerin vergi uygulamalarını dolanabilme yeteneklerine sahip olup ekonomik büyüklükleri sebebiyle vergi egemenliğini de etkileme potansiyeline sahiptir. Türkiye açısından ise doğrudan yabancı yatırımlara ilişkin hukuki sınır 4875 sayılı Kanun ile çizilmiş olup söz konusu Kanun vergi uygulamaları bakımından da temel oluşturmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada hukuken doğrudan yabancı yatırım statüsünde olan yatırımların elde ettikleri kazançların Türk vergi sistemi içerisindeki konumu ele alınmaktadır.(ARKA KAPAKTAN)
Yazar | Ezgi Sevinçhan Kurun |