Artvin’den Ankara’ya doğru sıyrılıp gelen bir hikâyedir bu. Hayatı avuçlarının içinde tutmaya çok küçük yaşta karar vermiş birinin, babamın hikâyesi. Seçtiği yolculuğa eşlik eden, rast gelen, yoldaşı olan dostlarını, dostça anlattı babam bu kitapta. İlk maaşını veren Nusret Uzgören’i, elbise dolabından çıkan Atatürk’ü, felsefe yaptığı Veysel Öngören’i, Boyabat’ta rakı içtiği Ahmet Muhip Dıranas’ı anlattı. Kahkahalarla güldüğü Ali Özoğuz’u, seslerinin önünde yerlere kadar eğildiği Behiye Aksoy’u, Abdullah Yüce’yi, Ruhi Su’yu, Müzeyyen Senar’ı, asker arkadaşı Ferit Edgü’yü, öğretmeni gibi gördüğü Şahap Sıtkı’yı, iyi resim çizer dediği Metin Altıok’u, sol yumruğunu öptüğü Hasan Hüseyin Korkmazgil’i, kadim dostu Salih Kalyon’u anlattı. Ümit Yaşar Oğuzcan’ı, Fikret Otyam’ı, Altan Erbulak’ı, Yıldırım Önal’ı, Nezihe Meriç’i, Salim Şengil’i, Mümtaz Sevinç’i unutmadı. Sayıp döktü, inci tanesi gibi hatıralarını. Ve daha nice inciler döküldü ceplerinden. Sözün kısası gökten üç elma düştü. Biri anlatana, biri yazana, biri de okuyana.
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 248 |
Yazar | İlhan Altıntaş |