Prenatal tanı imkanlarının yaygınlaşmasıyla beraber, konjenital anomali olgularından kaynaklanan tazminat davalarında da artış olduğu görülmektedir. Down sendromu da en sık karşılaşılan ve davalara konu olan konjenital anomalilerdendir. Anomalinin çeşitli nedenlerle tespit edilememiş ve gebeliğin sonlandırılamamış olmasına dayanan iddiaların yanı sıra, aydınlatma, aydınlatmanın kapsamı, aydınlatılmış onam, tedaviyi red ve bunların ispatı ile ilgili tartışmalı hususlar da yakın zamanda gündeme gelmeye başlamıştır.
Down sendromunun prenatal tarama ve tanısına yönelik başarıyla uygulanan yöntemler ve oturmuş tıbbi standarda mukabil, aydınlatma bakımından bazı gri alanların olduğu görülmektedir. Davalara konu olguların bireysel özellikleri de uyuşmazlıkların ele alınışında farklı yaklaşımları gerektirmektedir.
Kitapta konu, yüksek yargı kararlarından örneklerle birlikte gözden geçirilmiştir. Ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar ve olguların barındırabileceği farklılıklara yönelik bazı tahmin ve öngörülerde de bulunarak somut durumlara uyarlanabilir öneriler getirilmeye çalışılmış, ayrıca aydınlatma bakımından genel olarak sorunlu olduğu düşünülen birtakım hususlara ilişkin daha geniş çaplı birtakım önerilere de yer verilmiştir.