İdeolojiler dünyayı anlamlandırmamıza yardımcı olan düşünce sistemleridir. Ancak bu düşünce sistemlerinin kendi içinde bütünüyle tutarlılık gösterdiğini ileri sürmek son derece güçtür. Bu bağlamda eklektik bir özellik gösteren muhafazakârlık (conservatism) genel itibariyle ideolojilere sıcak bakmasa da son tahlilde anti-ideolojik modern bir ideolojidir. Bir tutum olarak muhafazakârlık kavramının kökleri çok gerilere götürülmekle birlikte ideolojik açıdan muhafazakârlık kavramı modern bir olgu olup esas itibariyle modernleşme süreciyle beraber tartışılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede muhafazakâr ve muhafazakârlık sosyal bilimcilerin üzerinde en çok kafa yorduğu ve en az fikir birline vardığı kavramlar arasında yer almaktadır. Dünyada farklı muhafazakâr geleneklerin olması muhafazakârlığın evrensellik iddiasının olmadığını ortaya koymaktadır. Muhafazakârlığın evrensellik iddiası olmasa da muhafazakârların her dönemde ekonomik ve toplumsal düzenin savunuculuğunu üstlendikleri bir gerçektir. Buradan da “Muhafazakârlar neyi muhafaza ediyor?” şeklindeki sorunun yanıtı ortaya çıkmaktadır. Muhafaza etme arzusu ise ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Muhafazakârlık farklı formlara sahip bir ideoloji olma özelliğini taşımakla birlikte dünya genelindeki bütün muhafazakâr düşünce geleneklerinin yoğun bir pragmatizmden beslendiği ve bu sayede muhafazakârlığın başka ideolojilerle ve akımlarla, özellikle liberalizm ve kapitalizm, eklemlendiği söylenebilir. Bu eklemlenme süreci aynı zamanda muhafazakârlığın ya da muhafazakârların değişimini ifade etmektedir. Bu kitapta eleştirel bir bakış açısıyla muhafazakârlığın Türkiye özelinde ve dünya düzeyindeki uygulamaları ele alınmıştır. Bu şekilde muhafazakârlığın farklı formları dikkate alınarak özgün bir araştırma ortaya konmaya çalışılmıştır. Muhafazakârlığı anlamak hem Türkiye’yi hem de dünyayı anlamanın önemli bir aşamasıdır…
Tanıtım Metni