“O yüzden ebeveynlik söz konusu olduğunda yelkenli kullanmayı satranç oynamaya yeğlerim doğrusu. Çünkü, her şeyden önce anne baba çocuk ilişkisi bir savaş değil. Evin bir savaş meydanı olmadığı gibi. Elbette dönem dönem mücadeleler ve çatışmalar yaşanabilir. Bu zorlukları açık denizdeki fırtınalı günlere benzetmeyi yeğliyorum. Bu fırtınalı zamanlardan tek başımıza değil birtakım olarak birlikte, iş birliği yaparak çıkabiliriz. Birbirimizi alt ederek değil.”
“O yüzden ebeveynlik söz konusu olduğunda yelkenli kullanmayı satranç oynamaya yeğlerim doğrusu. Çünkü yelkenlinizin yapı ve yeteneklerini dikkate aldığınız gibi ebeveynlikte de çocuğunuzun mizacını dikkate almalısınız. Her çocuğa aynı şekilde davranamazsınız. Kimisi içe kapanık, ürkek, kaygılı olabilir, kimisi dışa dönük, hareketli veya fevri. Alport’un dediği gibi: “Tereyağını eriten ateş yumurtayı katılaştırır.” Çocuğunuzun mizacına duyarlı olmanız bu maceranın keyifli geçmesini kolaylaştırır.”
Dr. Şadi İdem, kitap boyunca birbiriyle doğrudan ilişkili iki temel soru üzerinden ilerliyor:
-Mutlu, sağlıklı, sorumluluk ve vicdan sahibi bireyleri nasıl yetiştirebiliriz?
-Birer yetişkin olduklarında çocuklarımızla ilişkimizi sağlıklı bir şekilde nasıl sürdürebiliriz?
Bu kitapta çocuklarımızın mizaçlarına ve ihtiyaçlarına duyarlı olup, bu ihtiyaçları şefkatle karşılayıp, potansiyellerini destekleyecek ebeveynlik uygulamaları ele alınıyor.
