“Yazar, içinde yaşadığı toplum-kültürün ve çağının ruhunu kendi tininin süzgecinden geçirip yaratıcı gücüyle yapıtında ortaya koyar. O, gerçekten var olan bir şeyi ortaya koymuşsa bile bu, bir gerçekliğin düpedüz bir ayna yansısı değil, fakat sanatsal, edebi bir betimlemedir. Yazar, kendi tarzında, edebiyatın yöntemleri ve teknikleriyle anlatısını gerçekleştirir. Sosyoloğun işi bu noktada başlar. O, deyim yerindeyse, yazarın yaptığı işi tersinden yapar. Kuşkusuz onun çalışması sonucunda bulduğu toplumsal olanla, yazarın hareket noktası olan toplumsal aynı şey değildir. Önündeki yapıttan geriye doğru giderek onda edebi tarzda dile gelen toplumsal olanı sosyolog, bilgisel tarzda ortaya koyar.” Prof. Dr. Ömer Naci Soykan
Tanıtım Metni